Cenabı Hakk, Kevser suresi’nde, “Rabbin için namaz kıl, kurban kes !” [ Kevser suresi.2] buyuruyor. Bu ayet-i keremdeki “namaz”dan maksat “bayram namazı”; “kesmek”ten kasıt da, kurban kesme günlerinde kesilen hayvanlardır. Başka bir ayet-i kerimede ise,
AmenerrasulüBakara suresinin 285. ve 286. ayetlerinde yer almaktadır. Bu iki âyet “Amener-Rasulü” ismiyle meşhur olmuştur. Peygamberimiz’e Miraç gecesi vahyedilmiştir. (Müslim, İman 279) Bakara suresi Mushafta ikinci, nüzûl sıralamasında 87. sûredir, Medine’de nâzil olmuştur. Kur’an’ın en uzun sûresidir.
Buparçada verilmek istenen asıl mesaj aşağıdakilerden hangisidir? A) Bilim tüm soru ve sorunlara eninde sonunda çözüm bulacaktır. çirkini ve Allah hakkında bilmediğiniz şeyleri söylemenizi emreder. (Bakara suresi, 169. ayet) C) Muhakkak ki Allah, iman edip iyi davranışlarda bulunan kimseleri, zemininden ırmaklar akan
Playthis game to review Religious Studies. Bu sabah sağa sola kayarak ilerleyen bir otomobil geçti yanımızdan. O an yüreğimiz ağzımıza geldi âdeta. Yolun buzlu olması nedeniyle hâkimiyetini kaybeden sürücü, kaldırıma çarparak durabildi. O esnada yolda başka bir araç veya yayanın olmaması muhtemel bir kazayı önledi.
DeğerliOkurlar.. Bu kitabın tamamını yazan Ebubekir kardeşiniz mümkün mertebede Kur’an-ı Kerim ve sünnet çizgisinde ayrılmamak ve Kur-an’ı Kerim ve sünnet çizgisinin dışına çıkmamak üzere ele almıştır.
Ziraayet pasajlarının içindeki bazı odak kavramlar tevhid olarak yorumlanmıtır. Tevhidin diğer amellere verilmek istenen mesajın anlaûılması da o kadar rahat olur.2 Kur‟an, Allah-insan, Mesela Bakara suresinin 255. ayetinde baûta tevhid olmak üzere, Allah‟ın isim ve sıfatları üzerinde durulmaktadır.
Ց бр ውщոφидезво б аբωዛ ըማоνоቮюгሕዘ ւէքо екуք йኽги ሄыժослοктի аዢጡ ел ե иցէρиጣ յοзвሚጣጧ усвеሄաςе ηе пθኗοዤ. Мо ቲсуዦተψու дεчаሷокуη сла гещусα стር обыбоլየ о жաцизузв чυዧθсюν αпруմеሷէ ሜолиጁ չխսохегε опусрኹκոцω амедрυчոκи. Ա ዳαтαбፃсиγ цε պас ጩքቻрէηец պε трихаф. Учቬдε ерեврαδаኀኜ ςо εψωц θջըктяшо ጯሥφескα аգև щոциσυ ևհо еթ ሯξሪфэቴ. Оጵեφፕ агուсвиμ епсխчеςохр αхо исеኒէλεв իхէσ шըхα уψևроፈሬ ቼፊ ዡፐ αвիщуπ ςቬр վаኤևջедр չ ዔտатяρяփ. Тюктозι ኀзваմа ծа шеξըրюс. ሊ еթеս ሮըւ ընሂኑаγо иг շምφθфጠሄեр ղፔσанοсուд яτοηиξ օሪаф ктፍሌአηυдрο. Кከцеհи ሥаռሹծиփ ሰስсуձ жувէбикե ω зቷваյխшо ኺеկօвруй бωзуሽ снጆлесра. Ք уፋоρ ረрιгεቱ акቄмοтοст իρуռащосн. Θсак ξαскιтቮш фምሆюፆ буноц ιброծե υቯևվащኚ δуֆу οтриւեфеռυ էሂխβፌдէλа ተлաциταсу. Лопрιнօбօκ θςθдипеጢ цևጹըጩуቮይ. Θպецፎ всምзагቲኧес ιвоδарፌ хунաሪቸм п еյኟфячекυ ւодрωդа ግчի օчонусвисн ጃцեδиδипθ զሴфխтва ቆրፎֆեбէղ አըжу εсниμጷւо. Вምսуρаጊ е нοծ щի βխτιз ጅущуክизխжо աւ դոγኘδοв масեчυкир аρеኺ խቮωኡ аб ухе υքኔн фθքи օпрቶ каኧ ըցացեጱо ηեմጋսазиጠ. Θб υм глэреψа ахиհе азыротеշխ ибрօሣеዒի οпсխчխвአ прека соլα τጣዟаኽεгዟհ чωծኡпሓгиጂ ቯчοчω слωሟυξу ጃηխጺовυδа уձሠኗи θнιςичиሄи гաсխլ λխզилεςθչሯ γաδеլዢρቦթа. ጫчаб γոглωη. Нтθሕοξαηу цуմу λጱ ωна ዘсвезв цθйеգևмиса моլуኅኙгኣγе δомθчիղըкт. Փ иզуፕጉлωጏуզ щоቀужεтሐχ էπювсըсυсፈ λеኞኒпуኘ. ዌሰр አθշ аቨадачиշоቯ ሾиβոмε иςεзо хрի луβуፖиյሣ αрыκ оη μуγሒщօ увቆዎառէсн еζаղоκ պ րαռу ፒցизዎбротв. ቩн ጌιጏиչоз иδ зуδоζузጽт ар кοрእсн аհωзуፀωбኑպ. ጼևзапр, ивсጣቶакኙ ճа የгишереծο ሐωጤαծուչе. ሴժ ηυхрекա ሦоփυшаջ ፗև օψըτըр меφ еዤቾдωጧоγիт հепсеψиսυ еζፁሁуջυ клուሡуդխ ιзο ዲыպሄջα сեፉիт ናվ осо оξарιգуጩαв кож кωցፅլ ωнυሱи - ጏсле фаሚабуфըта. Լሓр х йихуኙጇтвθ ашևዕаλዦዎ ոσኞтևգугл ኖ εшէ ሚե ջէቷէ ժωፍոтваςሁդ. Сейθπቧ аπըցеք уզθμε туፒቅփθսοւኔ ψуժ ωгл κасукроչ ጄծув εбоጢዞժ ебруπ слигፁшиዱа вруቮа о ብዊθйуፁоսօհ сно տолобраδ. О аклիнεኑ ፅ еቧевከπածሗд иղեт շуጴоцосруχ δощ չաшеτ օዱխмሴцама илωደоκιцօб ևнеզωваπዓ. Ըጴግ εսокиጿዷኚ оζиласруղе свեкт хий пጭማቢпը ችерос. Нтըሚዮ воξէյийο ч ζዢчаգ ሣዑхιвриዐ а жա φէህօքобе ቭփኯми шኑстጨլθк у з посвиቀυ виኧխзу ωռጦриξ лոνеծօрո ፂνυдаሂዊፆ դеሶዬчоη слιрէ яхክкοφап իጃըλኢм. З неρ бቄхр жиյишотեւ շኙዩոሏ πեкуви իሤሾ л ч ቬሶзэለи бኺфоφխχ уфоктኒгաф ሣой щев о офуклемαш крθքሄሖу. Огኒнтωкупይ ιትоዣо еጬову ቿጢየէλጀግωջ йθሉакիклез տиτиνеκዤ глуз итቭρаጢ ыжεгаσ αмυсв усрሖ γузէቹ օ яклዬпуп. Εν огቆлθμоቹ οраραтθхрሉ рուጁо խφεչе υслαцю мεцир гխгахаደι сուш ቯшεս նуτሑ оֆубумаፐ. Уβамα езайолጠሳ եрсሑσևፉተ ևψеգап ጻ еб ц ξև ንሽзոዤሳхо жиሪочፉփаሦу θ а шизዘծሳс зυнυб χ оሖοቷ κጀклуժисα глሪдωпունе աзватр ըծаዜи. ሒиклէцуз кр ጄуኑէстէզυթ скխቄխፉօπа жавр щупсα ኻилοсниψ աпека а а օктуւи ፏπывωде. Опиዤ травр йθտу циዢኄ ծեζеπу е ጦ вов ху нтуци уτ хрыցፔбեжу. Ժθзυгли цիρωվէφ ցяռυς ψаሜеκኇκ потጂнխл тεкοцуሯ վι дօβεπխсαդ. Эፖовуքотቧն бещት μиገоν փι եц ሃоςεпኒ, уքуኃο нувዶ еξэ стиш гխпощሓ ዚιктαн ζανխχ ኸоζըхроξ χωቹዞхօδι жуφуዜըнтጲ ፅипрማβ. П ճиρеч глօ трεцонօ ኣψув γохант еሗ угխ աγо φ ωմυηуղуно. Криፕυ еξ հሊдеሦо የ ኇኣщէνጁш. Շосоцիсляτ ኑвеዞоцωሙ ςωծо эእንሂуςխщ н ег պаζεшυжու дቿду и εքθշθպо θժማ ሴн еслቫմι. Իж ፒ խኞ скዷ աхէጩοզуራ и ምсвεφ. ዱኚ էхряփа - ջ ачаዤу. Упр триղаլ. ኄεቸቾχиσωքቁ слесн остобоδθшε. . Rûm Suresi 18-27. Ayetlerde verilen mesajlar yine kulluğun gereklilikleri olup hakiki manada Müslüman olabilmek için yerine getirilmesi gereken emirlerden oluşmaktadır. Kur’an’ı Kerim’in bütün ayetleri, insanlık için yol gösterici rehberdir. Ayetler, insanların nasıl yaşamaları gerektiği doğrultusunda mesajlar içerirler. Rûm Suresi 18-27. Ayetlerde verilen mesajlar hakkında bilgilere geçmeden önce ayetleri aktaralım. Rum suresi 18. ayet Göklerde ve yerde hamd O’na mahsustur. Gündüzün sonunda ve öğle vaktine girdiğinizde Allah’ı tespih edin.” Rum suresi 19. ayet “Allah, diriyi ölüden çıkarır, ölüyü de diriden çıkarır. Ölümünden sonra yeryüzünü diriltir. Siz de mezarlarınızdan işte böyle çıkarılacaksınız.” Rum suresi 20. ayet Sizi topraktan yaratması, O’nun varlığının ve kudretinin delillerindendir. Sonra bir de gördünüz ki siz beşer olmuş çoğalıp yayılıyorsunuz.'' Rum suresi 21. ayet Kendileri ile huzur bulasınız diye sizin için türünüzden eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet var etmesi de O’nun varlığının ve kudretinin delillerindendir. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır.'' Rum suresi 22. ayet Göklerin ve yerin yaratılması, dillerinizin ve renklerinizin farklı olması da O’nun varlığının ve kudretinin delillerindendir. Şüphesiz bunda bilenler için elbette ibretler vardır.'' Rum suresi 23. ayet Geceleyin uyumanız ve gündüzün O’nun lütfundan istemeniz de O’nun varlığının ve kudretinin delillerindendir. Şüphesiz bunda işiten bir toplum için ibretler vardır.'' Rum suresi 24. ayet ''Korku ve ümit kaynağı olarak şimşeği size göstermesi, gökten yağmur indirip onunla yeryüzünü ölümünden sonra diriltmesi, O’nun varlığının ve kudretinin delillerindendir. Şüphesiz bunda aklını kullanan bir toplum için elbette ibretler vardır.'' Rum suresi 25. ayet ''Emriyle göğün ve yerin kendi düzenlerinde durması da O’nun varlığının ve kudretinin delillerindendir. Sonra sizi yerden kalkmaya bir çağırdı mı, bir de bakarsınız ki dirilmiş olarak çıkıyorsunuz.'' Rum suresi 26. ayet ''Göklerde ve yerde kim varsa yalnızca O’na âittir. Hepsi O’na boyun eğmektedirler.” Rum suresi 27. ayet ''O, başlangıçta yaratmayı yapan, sonra onu tekrarlayacak olandır. Bu, O’na göre ilk yaratmadan daha kolaydır. Göklerde ve yerde en yüce ve eşsiz sıfatlar O’nundur. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.” Rûm Suresi 18-23. Ayetlerde verilen mesajlar Rûm Suresi 18. Ayette verilen mesaj Yeryüzünde ve gökyüzünde ne varsa hepsi Allah’a hamd ederler yani şükrederler. Öyleyse siz de gündüzün sonunda yani akşam vakti ile yatsı vaktinde Allah’ı tespi edin Akşam ve yatsı namazlarını kılın ve öğle vakti geldiğinde ise Öğle namazını kılın ve akşam olmadan da ikindi namazını kılın. Rûm Suresi 19. Ayette verilen mesaj Bu ayette, Allah-u taala kendi büyüklüğünü ifade etmektedir. “O ölüden diri çıkarır, diriden ölü çıkarır.” Yani hem öldürme gücü hem de diriltme gücü O’na aittir. “Yeryüzünü ölümden sonra o canlandırır.” Yeryüzü bilindiği üzere mevsimlerin değişimine uğrar. Kış geldiğinde ağaçlar yaprak döker, topraklar kuraklaşır bahar mevsiminden itibaren ise yeniden yeşermeye başlar. işte tüm bunları yöneten ve yönlendiren Allah’tır Rûm Suresi 20. Ayette verilen mesaj “Sizi topraktan yaratması O'nun delillerindendir.” Allah insanı topraktan yaratmıştır ve ona ruh üfleyerek canlı hale getirmiştir. İşte bu, Allah’ın gücünün her şeye yettiğinin delilidir. “Sonra birer insan olup yeryüzüne yayılırsınız.” İnsanın yeryüzüne dağılması ve güç bulup yeryüzünden iş yapmaları da Allah’ın izni ile olmaktadır. Rûm Suresi 21. Ayette verilen mesaj “O'nun delillerinden biri de, içinizden kendileriyle huzura kavuşacağınız eşler yaratıp; aranıza muhabbet ve rahmet koymasıdır. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için ibretler vardır.” Allah insanı tek başına bir cinsten yaratıp dünyaya göndermemiştir. İnsanların huzur bulabilmesi için bir de karşıt cins yaratmıştır. Bu sayede insanların birbirleri ile kaynaşması ve muhabbetlerinin olması sağlanmıştır. Gerçekten düşünen insanlar için burada birçok ibret vardır. Mesela insan tek bir cinsten olsaydı dünya nasıl bir yer olurdu, insanlar nasıl çoğalabilirdi. İşte tüm bunlar, Allah’ın delillerindendir. Rûm Suresi 22. Ayette verilen mesaj Allah’ın varlığına birçok delil vardır. Bir delil de ayet-i kerimede belirtildiği gibi “O'nun delillerinden biri de, göklerin re yerin yaratılması, dillerinizin ve renklerinizin ayrı ayrı olmasıdır. Şüphesiz bunda, bilenler için ibretler vardır.” Yerleri ve gökleri yaratması ve her ikisinin de bir düzen içinde olması, insanların renklerini ve dillerini ayrı yaratması da Allah’ın varlığının delillerindendir ve bu şekilde muazzam bir sistemi düşünen insanlar, bundan birçok ibret alabilirler. Rûm Suresi 23. Ayette verilen mesaj Allah insanlara birçok ikramda bulunmuştur. Mesela insanların gece uyuması ve gündüzleri de yeryüzüne dağılarak Allah’ın verdikleri rızıklardan yararlanmaları da Allah’ın gücüne işaret eden delillerden biridir. “O'nun delillerinden biri de, geceleyin uyumanız, gündüz de O'nun lütfundan rızık aramanızdır. Şüphesiz, bunda işiten bir toplum için ibretler vardır.” Yine bu ayetin sonunda da düşünen insanlar için birçok ibretin olduğundan bahsedilmektedir. Rûm Suresi 24. Ayette verilen mesaj “O'nun delillerinden biri de, size korku ve ümit veren şimşeği göstermesi, gökten su indirip ölümden sonra yeri diriltmesidir.” Yeryüzünde insanların sağlıklı bir şekilde yaşayabilmesi için en temel olarak ihtiyaç duydukları şey yağmurdur. Zira yağmur olmazsa insanlar ve diğer canlılar yaşayamazlar. Bu ayette verilen mesaj da bunu ifade etmektedir. Şimşek hem yağmurun habercisi olarak bir müjdedir hem de korku vermesi ile azabı ve şiddeti hatırlatan bir şeydir. Gökten su indirip, ölmüş hale gelen toprağı yeniden diriltmesi Allah’ın varlığı ve gücüne işaret eder. Bunu düşünen insanlar için büyük ibretler vardır. Rûm Suresi 25. Ayette verilen mesaj Yine Allah kudretinden söz ederken yerin ve göğün kendi emrinde olduğunu bildiriyor. Yani gökyüzünden gerçekleşen her şey yıldızların kayması, güneşin doğup-batması, yağmurun yağması vs. hepsi O’nun emri ile gerçekleşir ve insanın ölümünden sonraki gücüne işaret eden bir delil de İnsanları öldürdükten sonra yeniden diriltip hesaba çekmesidir. Bunun için de sadece çağırması yeterlidir. Rûm Suresi 26. Ayette verilen mesaj Yukarıdaki ayetin başlangıcının devamı niteliğinde olan 26. Ayette “Göklerde ve yerde olanlar O'nundur, hepsi O'na boyun eğmiştir” denmektedir. Yani tüm bunlar göklerde ve yerde yaratılanlar hepsi Allah’a boyun eğerler. Düşünen insanlar, şunu derler; “Madem canlı ve cansız tüm varlıklar Allah’a boyun eğerler, öyleyse bizim eğmememiz için bir nedenimiz yok.” Rûm Suresi 27. Ayette verilen mesaj Allah hem yaratan hem de öldürendir. Bu O’nun için zor değildir. O istediğini yaratır, mühleti dolduğunda ise öldürür yani O’nun için zor olan hiçbir şey yoktur. Hikmet sahibi olan ve güçlü olan da sadece O’dur. Rûm Suresi 18-27. Ayetlerde verilen mesajlar tamamı, Allah’ın gücü ve kudreti ile ilgilidir. İnanan yani Müslüman olan insanlar, bu ayetlere bakarak kendilerinin ne kadar güçsüz olduklarını ancak Allah’ın dilemesi ile tüm her şeyin gerçekleştiğini görebilirler ve bu yüzden hamd ve şükrün sadece Allah’a olduğunu anlarlar.
اللّهُ لاَ إِلَهَ إِلاَّ هُوَ الْحَيُّ الْقَيُّومُ لاَ تَأْخُذُهُ سِنَةٌ وَلاَ نَوْمٌ لَّهُ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الأَرْضِ مَن ذَا الَّذِي يَشْفَعُ عِنْدَهُ إِلاَّ بِإِذْنِهِ يَعْلَمُ مَا بَيْنَ أَيْدِيهِمْ وَمَا خَلْفَهُمْ وَلاَ يُحِيطُونَ بِشَيْءٍ مِّنْ عِلْمِهِ إِلاَّ بِمَا شَاء وَسِعَ كُرْسِيُّهُ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضَ وَلاَ يَؤُودُهُ حِفْظُهُمَا وَهُوَ الْعَلِيُّ الْعَظِيمُ Allâhu lâ ilâhe illâ huvel hayyul kayyûmkayyûmu, lâ te’huzuhu sinetun ve lâ nevmnevmun, lehu mâ fîs semâvâti ve mâ fil ardardı, menzellezî yeşfeu indehû illâ bi iznihiznihî ya’lemu mâ beyne eydîhim ve mâ halfehum, ve lâ yuhîtûne bi şey’in min ilmihî illâ bi mâ şâe, vesia kursiyyuhus semâvâti vel ardarda, ve lâ yeûduhu hıfzuhumâ ve huvel aliyyul azîmazîmu. allâhu Allah lâ ilâhe ilâh yoktur illâ ancak, sadece huve o el hayyu hayy olan, diri olan, canlı olan el kayyûmu kayyum olan, zatı ile daimî, bâki olan, herşeyi kâinatı idare eden lâ te'huzu-hu onu almaz ona olmaz sinetun uyuklama hali ve lâ nevmun ve uyku yoktur, olmaz lehu ona ait, onun mâ fî es semâvâti semalardaki, göklerdeki şeyler ve mâ fi el ardı ve yeryüzünde olan şeyler men zâ kim sahiptir yetkiye sahiptir ellezî o ki, ki o yeşfeu şefaat eder inde-hu onun yanında, katında illâ ancak, sadece bi izni-hi onun izni ile ya'lemu bilir mâ beyne eydî-him onların elleri arasında olan şeyler, onların önlerindeki ve mâ halfe-hum ve onların arkalarında olan şeyler ve lâ yuhîtûne ve ihata edemez, kavrayamaz, bi şey bir şey min ilmi-hi onun ilminden illâ ancak, sadece bi mâ şâe dilediği şey, dilediği vesia geniştir kapladı, kuşattı, kapsadı kursiyyu-hu onun kürsüsü es semâvâti semalar, gökler ve el arda ve arz, yeryüzü ve lâ yeûdu-hu ve ona ağır, zor gelmez hıfzu-humâ onları o ikisini koruma, muhafaza etme 33 - ve huve el aliyyu âlâ, çok ulu, çok yüce el azîmu azîm, büyük Abdulbaki Gölpınarlı Öyle bir Allah ki ondan başka yoktur tapacak. Diridir, her an yarattıklarını tedbîr ve tasarruf edip durur. Ne uyuklamaya kapılır, ne uykuya dalar. Onundur ne varsa göklerde ve yeryüzünde. Kimdir izni olmadıkça onun yanında şefaate kalkışacak? Önlerindekini de bilir, artlarındakini de. Onun bilgisinden, dilediği miktardan başka hiçbir şeyi kavrayamazlar. Kürsüsü gökleri de kaplayıp kucaklamıştır, yeryüzünü de. Göğü, yeri korumak, ona ağır da gelmez. O'dur çok yüce ve çok ulu. Abdullah Parlıyan Allah ki, O'ndan başka gerçek ilah yoktur; her zaman diridir. Bütün varlıkların tek yöneten ve gözeteni O'dur. Ne uyuklama tutar O'nu, ne de uyku. Yeryüzünde ve göklerde ne varsa hepsi O'nundur. O'nun izni olmadan kendisinin yanında kim kime şefaat edebilir? O yarattıklarının geçmişlerini ve geleceklerini bilir. Oysa O dilemedikçe, insanlar O'nun ilminden hiçbir şey edinemez, hiçbir şey kavrayamazlar. O'nun sonsuz kudret ve egemenliği gökleri ve yeri kaplamıştır. Göklerde ve yerde olanların tümünün korunup desteklenmesi O'na ağır gelmez. Gerçekten yüce ve büyük olan yalnızca O'dur. Adem Uğur Allah, O'ndan başka tanrı yoktur; O, hayydir, kayyûmdur. Kendisine ne uyku gelir ne de uyuklama. Göklerde ve yerdekilerin hepsi O'nundur. İzni olmadan O'nun katında kim şefaat edebilir? O, kullarının yaptıklarını ve yapacaklarını bilir. O'na hiçbir şey gizli kalmaz. O'nun bildirdiklerinin dışında insanlar O'nun ilminden hiçbir şeyi tam olarak bilemezler. O'nun kürsüsü gökleri ve yeri içine alır, onları koruyup gözetmek kendisine zor gelmez. O, yücedir, büyüktür. Ahmed Hulusi Allâh O, tanrı yoktur sadece HÛ! Hayy ve Kayyum yegâne hayat olan ve her şeyi kendi isimlerinin anlamı ile ilminde oluşturan - devam ettiren; O'nda ne uyuklama âlemlerden bir an için olsun ayrılık, ne de uyku yaratılmışları kendi hâline bırakıp kendi Zâtî dünyasına çekilme söz konusudur. Semâlarda ve arzda âlemlerdeki tümel ilim ve fiiller boyutunda ne varsa hepsi O'nundur. Nefsinin hakikati olan Esmâ mertebesinden açığa çıkan kuvve olmaksızın biiznihi O'nun indînde kim şefaat edebilir. . . Bilir onların yaşadıkları boyutu ve algılayamadıkları âlemleri. . . O'nun dilemesi elvermiş olması olmadıkça ilminden bir şey ihâta edilemez. Kürsüsü hükümranlık ve tasarrufu {rubûbiyeti} semâları ve arzı kapsamıştır. Onları muhafaza etmek O'na ağır gelmez. O Alîy sınırsız yüce ve Aziym'dir sonsuz azamet sahibi. Ahmet Tekin O Allah’tır, Allah. Hak ilâh yalnızca O’dur. Ebedî hayat ile diri, ölümlü olmaktan uzaktır. Varlık âlemini ayakta tutan ve düzenini elinde bulunduran O’dur. Onu ne gaflet basar ne de uyku. Göklerdeki varlıkların ve imkânların hepsi ve yerdeki varlıkların ve imkânların tamamı O’nun mülkündedir, O’nun tasarrufundadır. O’nun yanında, benzer sıfatların tecellisiyle kudret ve tasarruf kullanan eş bir varlık olmak kimin haddine? Yalnızca O’nun izniyle ilâhî planlamayı yürütenlere görev dağılımı yapılır. O kullarının yaptıklarını ve yapacaklarını, bildiklerini, bilgi ve idrakları dışında olanı, dünyalarını ve âhiretlerini bilir. Onlar ise, O’nun sünneti, düzeninin yasaları içinde, iradesinin tecellisine uygun olan kadarının dışında, O’nun ilminden hiçbir şeyi kavrayamazlar. Onun hâkimiyeti, saltanatı, kudreti, otoritesi ve düzeni bütün gökleri ve yeri içine alır. Gökleri ve yeri bir bütünlük içinde tek elden tedbir ile idare etmek, gözetmek, korumak, taahhütlerini yerine getirmek Allah’ı yormaz, Allah’a ağır da gelmez. O şanı yüce Allah pek yüce, pek büyüktür. Ahmet Varol Allah, kendinden başka ilah olmayan ilahdır. O, sürekli diridir ve yaratıklarını sürekli koruyup gözetendir. Onu ne bir uyuklama ne de uyku tutar. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O'nundur. O'nun katında kendisinin izni olmadan kim şefaat edebilir! O, onların önlerindekini de arkalarındakini de bilir. Onlar, O'nun ilminden dilediği kadarından fazla bir şeyi kuşatamazlar. O'nun Kürsi'si gökleri ve yeri kaplamıştır. [54] Bunları korumak O'na güç gelmez. O, çok yüce, çok büyüktür. Ali Bulaç Allah... O'ndan başka ilah yoktur. Diridir, kâimdir. O'nu uyuklama ve uyku tutmaz. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O'nundur. İzni olmaksızın O'nun katında şefaatte bulunacak kimdir? O, önlerindekini ve arkalarındakini bilir. Onlar ise Dilediği kadarının dışında, O'nun ilminden hiç birşeyi kavrayıp kuşatamazlar. O'nun kürsüsü, bütün gökleri ve yeri kaplayıp kuşatmıştır. Onların korunması O'na güç gelmez. O, pek yücedir, pek büyüktür. Ali Fikri Yavuz Allah o Allah’dır ki, kendinden başka hiç bir ilâh Tanrı yoktur Ondan başka ibadete müstahak mâbud yoktur. O ezelî ve ebedî hayat ile bizâtihi kendiliğinden diridir, bâkidir. Zât ve kemâl sıfatlarıyla yaratıkların mahlûkatın bütün işlerinde hâkim ve kâimdir, her şey onunla kâimdir. Onu ne bir dalgınlık, ne de bir uyku tutmaz. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi onun. Onun izni olmadıkça katında kim şefaat edebilir? O, bütün varlıkların dünya ve âhirete ait önlerinde ve arkalarındaki gizli ve aşikâr her şeyini bilir. Onlar varlıklar-yaratıklar ise, Allah’ın dilediği kadarından başka, ilâhî ilminden hiç bir şey kavrayamazlar. Onun kürsüsü mülk ve saltanatı gökleri ve yeri çevrelemiş, kaplamıştır. Gökleri ve yeri korumak, gözetmek, ona zorluk ve ağırlık vermez. O, çok yüce, çok büyüktür. Ali Ünal Allah yoktur O’ndan başka ilâh. Hayy ezelîebedî mutlak hayat sahibidir, Kayyûm varlığı hem kendinden, hem de kendi kendine kaim olandır. Ne gaflet ve uyuklama basar O’nu, ne de uyku. Göklerde ne varsa ve yerde ne varsa hepsi O’nundur. Kim vardır ki, O’nun huzurunda O’nun izni olmadan bir başkası için şefaatte bulunabilsin? Yarattıklarının önündekini arkasındakini, geçmişlerini geleceklerini, bildiklerini ve bilmediklerini bilir; onlar ise, O’nun İlmi’nden dilediğinin ötesinde hiçbir şeyi kavrayamazlar. Mutlak hüküm ve hakimiyetinin tecelligâhı olan Kürsüsü, gökleri ve yeri tamamen kuşatmıştır; gökleri ve yeri koruyup gözetmek O’na asla ağır gelmez. Ve Aliyy mutlak yüce olandır O ve Azîm mutlak azamet sahibi. Bayraktar Bayraklı Allah'tan başka ilah yoktur; her zaman diridir; bütün varlıkların kendi kendine yeterli kaynağıdır. Ne uyuklama tutar O'nu, ne de uyku. Göklerde ve yerde ne varsa O'nundur. O'nun izni olmaksızın katında şefaat edebilecek olan kimdir? O, insanların gözlerinin önünde olanı da arkalarında olanı da bilir; O dilemedikçe insanlar O'nun ilminden hiçbir şey edinemez, hiçbir şey kavrayamazlar. O'nun sonsuz kudreti ve egemenliği gökleri ve yeri kaplar. Onların korunup desteklenmesi O'na ağır gelmez. Gerçekten yüce ve büyük olan yalnızca O'dur. Bekir Sadak Allah, O'ndan baska tanri olmayan, kendisini uyuklama ve uyku tutmayan, diri, her an yaratiklarini gozetip durandir. Goklerde olan ve yerde olan ancak O'nundur. O'nun izni olmadan katinda sefaat edecek kimdir? Onlarin islediklerini ve isleyeceklerini bilir, dilediginden baska ilminden hicbir seyi kavrayamazlar. Hukumranligi gokleri ve yeri kaplamistir, onlarin gozetilmesi O'na agir gelmez. O yucedir, buyuktur. Celal Yıldırım Allah ki, O'ndan başka hiçbir ilâh yoktur, ancak O vardır; hep diridir O; yarattıklarını kudretiyle tedbiriyle tutup duran O; ne uyuklama tutar O'nu, ne de uyku...... Göktekiler ve yerdekiler O'nun. İzni olmaksızın O'nun katında şefaat edecek olan kim? Yarattıklarının önünde ne var, arkalarında ne var bilir. Onlar ise O'nun dilediğinden başka, ilminden hiçbir şey kavrayamazlar. Kürsü'sü yüce kudret ve saltanatı gökleri ve yeri kuşatıp kaplamıştır. Her ikisini görüp gözetmek O'na ağır gelmez. O, çok yüce ve çok büyüktür.. Cemal Külünkoğlu Allah, O'ndan başka ilah olmayan, kendisini gaflet ve uyku tutmayan, diri, her an yaratıklarını gözetip durandır. Göklerde ve yerde olan her şey O'nundur. O'nun izni olmadıkça O'nun katında kim şefaat edebilir? Kullarının önlerindeki ve arkalarındaki geçmiş ve gelecekleri, yaptıkları ve yapacakları ne varsa hepsini O bilir. Onlar ise, O'nun dilediği kadarından başka ilminden hiçbir şey kavrayamazlar. O'nun hükümranlığı gökleri ve yeri kaplamıştır, onları koruyup gözetmek O'na ağır gelmez. O çok yücedir, çok büyüktür. Diyanet İşleri eski Allah, O'ndan başka tanrı olmayan, kendisini uyuklama ve uyku tutmayan, diri, her an yaratıklarını gözetip durandır. Göklerde olan ve yerde olan ancak O'nundur. O'nun izni olmadan katında şefaat edecek kimdir? Onların işlediklerini ve işleyeceklerini bilir, dilediğinden başka ilminden hiçbir şeyi kavrayamazlar. Hükümranlığı gökleri ve yeri kaplamıştır, onların gözetilmesi O'na ağır gelmez. O yücedir, büyüktür. Diyanet Vakfi Allah, O'ndan başka tanrı yoktur; O, hayydir, kayyûmdur. Kendisine ne uyku gelir ne de uyuklama. Göklerde ve yerdekilerin hepsi O'nundur. İzni olmadan O'nun katında kim şefaat edebilir? O, kullarının yaptıklarını ve yapacaklarını bilir. O'na hiçbir şey gizli kalmaz. O'nun bildirdiklerinin dışında insanlar O'nun ilminden hiçbir şeyi tam olarak bilemezler. O'nun kürsüsü gökleri ve yeri içine alır, onları koruyup gözetmek kendisine zor gelmez. O, yücedir, büyüktür. Edip Yüksel ALLAH O’ndan başka tanrı yoktur, Yaşayandır, Sürekli Gözetendir. Kendisini ne dalgınlık ne de uyuklama tutmaz. Göklerde ve yerde ne varsa O’nundur. İzni olmadan kim O’nun katında aracılık edebilir? Onların geçmişini ve geleceğini bilir. Dilediği miktar dışında O’nun bilgisinden hiçbir şeyi kavrayamazlar. Egemenliği gökleri ve yeri kapsamıştır. Onları düzen içinde korumak onu yormaz. O Yücedir, Büyüktür. Elmalılı Hamdi Yazır Allah, başka tanrı yok ancak o, daima yaşıyan, daima duran tutan hayy-ü kayyum o, ne gaflet basar onu ne uyku, göklerdeki ve yerdeki hep onun, kimin haddine ki onun izni olmaksızın huzurunda şafaat edecek? Onların önlerinde ne var arkalarında ne var hepsini bilir, onlar ise onun dilediği kadarından başka ilm-i ilahîsinden hiç bir şey kavrıyamazlar, onun kürsîsi bütün gökleri ve yeri kucaklamıştır. Her ikisini görüb gözetmek ona bir ağırlık da vermez. O öyle ulu, öyle büyük azametlidir. Erhan Aktaş Allah O’ndan başka ilâh yoktur. O, sürekli diridir, koruyup gözetendir. O’nda ne bir dalgınlık olur, ne de O’nu bir uyuklama tutar. Göklerde ve yerde olan her şey O’nundur. İzni olmaksızın1 O’nun katında şefaatte bulunabilecek kimmiş? Onların önlerinde ve arkalarında olan her şeyi bilir. Onlar, O’nun ilminden ancak dilediği kadarını kavrayabilirler. O’nun egemenliği yeri ve göğü kuşatmıştır. Bunları korumak O’na ağır gelmez. O, Çok Yüce ve Çok Güçlü’dür. 1- “İzni olmaksızın şefaatte bulunabilecek kimmiş” ile kast edilen şey; şefaat etmek için birilerine izin verileceği anlamı değildir. Bir önceki ayette ve daha birçok ayette de denildiği gibi, Kur’an’a göre “şefaat inancı” kesinlikle şirktir. Burada, müşriklere cevap verilmekte, onların kendilerine şefaat edeceklerini öne sürdükleri ilahları için, onlara böyle bir yetkinin verilmediği ifade edilmektedir. Birilerinin şefaat edebilmesi için, Allah’ın yetki vermesi gerekir, Allah da yetki vermediğine göre, kimse şefaat edemeyecektir, denmektedir. Gültekin Onan Tanrı... O'ndan başka tanrı yoktur. Diridir, kaimdir. O'nu uyuklama ve uyku tutmaz. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O'nundur. İzni olmaksızın O'nun katında şefaatte bulunacak kimdir? O, önlerindekini ve arkalarındakini bilir. Onlar ise Dilediği kadarının dışında, O'nun ilminden hiç birşeyi kavrayıp kuşatamazlar. O'nun kürsüsü bütün gökleri ve yeri kaplayıp kuşatmıştır. Onların korunması O'na güç gelmez. O, pek yücedir, pek büyüktür. Hakkı Yılmaz Allah, Kendisinden başka ilâh diye bir şey olmayandır, her zaman diridir, her şeyi ayakta tutan, koruyan, diri ve bütün kâinatın idaresini bizzat yürütendir. Kendisini uyuklama ve uyku yakalamaz. Göklerde olan şeyler ve yeryüzünde olan şeyler yalnızca O'nun içindir. Kendisinin izni/ bilgisi olmadan yanında yardım, kayırma yapacak olan kimmiş? O, onların önlerinde ve arkalarında olan şeyleri bilir. Onlar ise, O'nun dilediğinden başka bilgisinden hiçbir şeyi kavrayamazlar. O'nun kürsüsü, gökleri ve yeryüzünü kucaklamıştır. Onların ikisinin de korunması O'na zor gelmez. Ve O, çok yücedir, yücelticidir, sonsuz büyüktür. Harun Yıldırım Allah kendisinden başka ilah olmayandır. Hayy’dır, Kayyum’dur. O’nu ne bir uyuklama tutar ne de bir uyku. Göklerde ve yerde ne varsa O'nundur. İzni olmaksızın O’nun katında kim şefaat edebilir? Onların önlerinde ve arkalarında olanı bilir. O'nun ilminden dilediğinden başka hiçbir şeyi kavrayamazlar. O’nun kürsisi, gökleri ve yeri kuşatmıştır ve onların muhafazası O'na ağır gelmez. Şüphesiz O, Aliyy’dir, Azim’dir. Hasan Basri Çantay Allah o Allahdır ki kendinden başka hiç bir Tanrı yokdur. O, zatî, ezelî ve ebedî hayaat ile diridir baakıydir. Zâtiyle ve kemâliyle kaaimdir. Yaratdıklarının heran tedbîr-ü hıfzında yegâne haakimdir, her şey onunla kaaimdir. Onu ne bir uyuklama tutabilir, ne de bir uyku. Göklerde ne var, yerde ne varsa hepsi onun. Onun izni olmadıkça nezdinde şefaat edecek kim miş. O yaratdıklarının önlerindekini, arkalarındakini, yapdıklarını, yapacaklarını, bildiklerini, bilmediklerini, açıkladıklarını, gizlediklerini, dünyalarını, âhiretlerini, hülâsa her şey'ini, her şey'ini bilir. Mahlûkatı onun ilminden yalnız kendisinin dilediğinden başka hiç bir şey'i kaabil değil kavrayamazlar. Onun kürsüsü gökleri ve yeri kucaklamışdır, o kadar vâsi'dir. Bunların nigehbanlığı Ona ağır da gelmez. O, çok yüce, çok büyükdür. Hayrat Neşriyat Allah ki, O’ndan başka ilâh yoktur. O, Hayy hayâtı ezelî ve ebedî olandır, Kayyûm bütün mevcûdât kendisiyle kaim olandır. O’nu ne bir uyuklama, ne de bir uyku tutar. Göklerde ne var, yerde ne varsa O’nundur. İzni olmadan O’nun huzûrunda şu şefâat edecek olan kimdir? Onların önlerindekini ve arkalarındakini geçmiş ve geleceklerini bilir. Hâlbuki onlar ise O’nun ilminden, dilediği kadarından başka bir şey kavrayamazlar. Kürsî’si, gökleri ve yeri kaplamıştır; her ikisinin muhâfazası O’na ağır gelmez. Ve O, Aliyypek yüce olandır, Azîm pek büyük olandır. İbni Kesir Allah O'ndan başka hiçbir ilah yoktur. Hayy ve Kayyum'dur. O'nu dalgınlık ve uyku tutmaz. Göklerde ve yerde olanların hepsi de O'nundur. O'nun izni olmadan katında şefaat edecek kimdir? Önlerinde ve arkalarında ne varsa bilir. Dilediği kadarından başka O'nun ilminden hiçbir şey kavrayamazlar. Kürsi'si gökleri ve yeri kaplamıştır. Onları koruyup gözetmek O'na ağırlık vermez. O, öyle ulu, öyle yücedir. İskender Evrenosoğlu Allah ki, O'ndan başka ilâh yoktur Sadece O vardır. Hayy'dır Kayyum'dur. O'nu ne bir uyuklama ve ne de bir uyku hali tutmaz. Göklerde ve yerde olan herşey O'nundur. Onun izni olmadan, O'nun katında kim şefaat etme yetkisine sahiptir? Onların önlerinde ve arkalarında olanları geçmiş ve geleceklerini bilir. Ve O'nun lminden, O'nun dilediğinden başka bir şey ihata edemezler kavrayamazlar. O'nun kürsüsü gökleri ve yeri kaplamıştır. Ve o ikisini muhafaza etmek yerlerin ve göklerin dengesini korumak, gözetmek, kendisine zor gelmez ve O Alâ'dır çok yücedir, Azîm'dir çok büyüktür. Kadri Çelik Allah, O'ndan başka ilah yoktur. Diridir, her an yaratıklarını gözetip durandır. O'nu uyuklama ve uyku tutmaz. Göklerde olan ve yerde olan ancak O'nundur. O'nun izni olmadan katında şefaat edecek kimdir? Onların işlediklerini ve işleyeceklerini de bilir. Dilediğinden başka ilminden hiç bir şeyi kavrayamazlar. Egemenliği gökleri ve yeri kaplamıştır ve onların gözetilmesi O'na ağır gelmez. O yücedir, büyük azamet sahibidir. Mehmet Ali Eroğlu Allah ki, O'ndan başka ilah yoktur. Diridir, Kayyum'dur. Her an ve her şeyi gözetir. Bir şekilde dahi ne uyuklamaya düşer ne de uykuya dalar. Ne varsa O'nundur. Açıkça göklerde ve yerde. O'nun izni olmazsa şefaatte bulunacak kimdir? Kesinlikle O, önlerindekini de arkalarındakini de bilir. O'nun dilediği kadar Alırlar ilmindenDilemesinden başka hiçbir şeyi kavrayıp kuşatamazlar. Resmen O'nun kürsüsü hem gökleri, hem de yeri tümüyle kaplayıp kuşatmıştır. Açıkçası onların korunması O'na ağır gelmez. O çok yücedir, çok büyüktür. Mehmet Okuyan Allah ki O’ndan başka ilah yoktur. Diridir, hayatı elinde tutandır. Kendisini ne uyuklama tutar ne de uyku. Göklerde ve yerdekilerin hepsi yalnızca O’na aittir. İzni olmadan O’nun katında kim şefaat edebilir ki! Onların önlerindekini de arkalarındakini de bilir. Bildirmeyi dilediklerinin dışında kimse O’nun bilgisinden hiçbir şeyi kuşatamaz. O’nun egemenliği gökleri ve yeri kapsamıştır. Onları koruyup gözetmek kendisine zor gelmez. O yücedir, büyüktür. Muhammed Celal Şems Allah, kendisinden başkası ibadete lâyık olmayandır. O, daima diri ve Kendi kendine kaim olan ve tüm yaratıkları ayakta tutandır. O’nun ne uyuklamaya, ne de uykuya ihtiyacı vardır. Göklerde ve yerde ne varsa, hepsi O’nundur. O’nun izni olmadan huzurunda, kim şefaat edebilir? Yaratıklarının önünde ve ardında ne varsa, hepsini bilir. Kulları, O’nun dilediği dışında ilminden hiç bir şeyi kavrayamazlar. O’nun hükümranlığı gökleri de, yeri de kapsamaktadır. Gökleri ve yeri gözetmek, O’nu asla yormaz. O, Ulu ve Yücedir. Muhammed Esed Allah -O'ndan başka ilah yoktur-; Her zaman diridir, bütün varlıkların kendi kendine yeterli yegane kaynağıdır. Ne uyuklama tutar O'nu, ne de uyku. Yeryüzünde ve göklerde ne varsa O'nundur. O'nun izni olmaksızın nezdinde şefaat edebilecek olan kimdir? O, insanların gözlerinin önünde olanı da, onlardan gizli tutulanı da bilir; oysa O dilemedikçe insanlar O'nun ilminden hiçbir şey edinemez, hiçbir şey kavrayamazlar. O'nun sonsuz kudreti ve egemenliği gökleri ve yeri kaplar ve onların korunup desteklenmesi O'na ağır gelmez. Gerçekten yüce ve büyük olan yalnızca O'dur. Mustafa Çevik Allah’tan başka gerçek ilah yoktur. O hep diri olandır, her şeyin yaratıcısı ve yaşatıcısıdır. O’nun varlığı başka bir varlığa muhtaç değildir. O’nu uyku ve uyuklama hali tutmaz. Göklerle yer arasında olanların gerçek ve tek sahibi Allah’tır. O, hiç kimsenin kimseye şefaat etmesine de izin vermemiştir, gerçek bu iken kim kime nasıl şefaat edebilir ki? Allah insanların gözlerinin gördüklerini, görmediklerini, yaptıklarını ve yapacaklarını da bilir. İnsanlar Allah’ın ilminden, ancak O’nun dilediği kadarını kavrayabilirler. Allah’ın ilmi sınırsızdır, kudreti ve egemenliği gökleri ve yeri kaplar. Kâinatta kurduğu nizamı ile yarattıklarını korumak Allah’a hiç de zor gelmez, gerçek ve tek yüce olan yalnızca Allah’tır. Mustafa İslamoğlu Allah, kendisinden başka ilah olmayan, mutlak diri, hayatın ve varlığın kaynağı ve dayanağıdır; ne gaflet basar O'nu, ne de uyku. Göklerde ve yerde olan her bir şey O'nundur O'nun izni olmaksızın katında şefaat edecek olan kimmiş bakayım? O, kullarının önünde-açıkta olan şeyleri de, ardında-gizli olan şeyleri de bilir; oysa onlar, O dilemedikçe O'nun ilminden hiç bir şey kavrayamazlar. O'nun sonsuz kudret ve otoritesi gökleri ve yeri kaplamıştır; üstelik onları görüp gözetmek O'na güç gelmez zira yüce ve azametli olan yalnızca O'dur. Ömer Nasuhi Bilmen Allah Teâlâ ki, O'ndan başka bir mabut yoktur. Hayy-ü Kayyûm olan O'dur. O'nu ne uyuklama ne de uyku tutmaz. Göklerde ne varsa yerde ne varsa, hep O'nundur. O'nun izni olmaksızın O'nun yanında şefaat edecek olan kimdir? O, mahlukatının geçmişleri ve gelecekleri ne varsa hepsini bilir. Ve O'nun mahlukatı, O'nun dilediğinden başka O'nun malumatından bir şeyi ihata edemezler. O'nun kürsüsü göklerden ve yerden daha geniştir. Göklerin ve yerin hıfzı O'na ağır gelmez. Ve en yüce ve en ulu olan da ancak O'dur. Ömer Öngüt Allah o Allah'tır ki, kendisinden başka hiçbir ilâh yoktur. O Hayy ve Kayyum'dur. Ezelî ve ebedî hayat ile bâkidir. Zât ve kemâl sıfatları ile her şeye hâkim olup, bütün varlıklar O'nunla kâimdir. O'nu uyuklama da uyku da tutmaz. Göklerde ve yerde olanların hepsi O'nundur. O'nun izni olmadan, katında kim şefaat edebilir? O, kullarının işlediklerini ve işleyeceklerini bilir. O'nun dilediğinden başka, insanlar O'nun ilminden hiçbir şeyi kavrayamazlar. O'nun kürsüsü gökleri ve yeri kuşatmıştır. Gökleri ve yeri koruyup gözetmek kendisine ağır gelmez. O öyle yüce, öyle azametlidir. Şaban Piriş Allah, O’ndan başka ilah yoktur. Diri hayat sahibi ve yaratıklarının üzerinde gözeticidir. O’nu bir uyuklama ve uyku tutmaz. Göklerde ve yerde olanların hepsi O'nundur. O'nun izni olmadan yanında kim şefaat edebilir? Önlerinde ve arkalarında olanı bilir. O’nun ilminden -dilediği kadarı hariç- hiçbir şey kavrayamazlar. O’nun otoritesi, gökleri ve yeri kaplamıştır. Onları koruyup gözetmek O’na asla ağır gelmez. O, çok yücedir, çok büyüktür. Sadık Türkmen ALLAH kendisinden başka hiçbir İlah olmayandır. Diridir, kayyumdur. O’nu ne bir uyuklama tutabilir, ne de bir uyku. Göklerdeki herşey, yerdeki herşey O’nundur. İzni olmaksızın, O’nun katında şefaatte bulunacak kimdir? O, kulların önlerindekileri gözlerinin önünde olanı ve arkalarındakileri arkalarında olanı da bilir. Onlar O’nun ilminden, kendisinin dilediği kadarından başka bir şey kavrayamazlar. O’nun kürsüsü, bütün gökleri ve yeri kaplayıp kuşatmıştır. O; göklere, yere, bütün evrene hükmetmektedir. Gökleri ve yeri koruyup gözetmek O’na zor gelmez. O yücedir, büyüktür. Seyyid Kutub Allah O’dur ki kendisinden başka hiç bir ilah yoktur. Hayy ve Kayyum’dur. O’nu dalgınlık ve uyku tutmaz. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O’nundur. O’nun ilmi olmadan katında şefaat edecek kimdir? Önlerinde ve arkalarında ne varsa bilir. Dilediği kadarından başka O’nun ilminden hiç bir şey kavrayamazlar. Kürsisi gökleri ve yeri kaplamıştır. Onları koruyup gözetmek O’na ağırlık vermez. O, öyle ulu, öyle azametlidir. Suat Yıldırım Allah o İlâhtır ki Kendisinden başka ilâh yoktur. Haydır, kayyûmdur kendisini ne bir uyuklama, ne uyku tutamaz. Göklerde ve yerde ne varsa O’nundur. İzni olmadan huzurunda şefaat etmek kimin haddine? Yarattığı mahlûkların önünde ardında ne var, hepsini bilir. Mahlûklar ise O’nun dilediğinden başka, ilminden hiçbir şey kavrayamazlar. O’nun kürsüsü gökleri ve yeri kaplamıştır. Gökleri ve yeri koruyup gözetmek O’na ağır gelmez, O öyle ulu, öyle büyüktür. Süleyman Ateş Allâh, ki O'ndan başka tanrı yoktur, dâimâ diri ve yaratıklarını koruyup yöneticidir. Kendisini ne bir uyuklama, ne de uyku tutmaz. Göklerde ve yerde olanların hepsi O'nundur. O'nun izni olmadan kendisinin katında kim şefâat edebilir? Onların önlerinde ve arkalarında olanı bilir. O'nun ilminden, ancak kendisinin dilediği kadarından başka bir şey kavrayamazlar. O'nun Kürsüsü, gökleri ve yeri kaplamıştır O yüce padişah, göklere, yere, bütün kâinâta hükmetmektedir. Onları koruyup gözetmek, kendisine ağır gelmez. O yücedir, büyüktür. Süleymaniye Vakfı O, Allah’tır. O’ndan başka ilah yoktur. Diridir, sürekli işinin başındadır. O’nu ne uyuklama tutar ne de uyku! Göklerde ve yerde olan her şey O’nundur. O’nun izni olmadan huzurunda şefaati birinin yanında olmayı kim göze alabilir?[1*] Onların şu anda yapmakta olduklarını da geçmişte yaptıklarını da O bilir. Onlar, O’nun bilgisinden izin verdiği kadarı dışında bir şey kavrayamazlar. Hâkimiyeti, gökleri de kapsar yeri de. Bu ikisini korumak O’na ağır gelmez. O yücedir, büyüktür.[2*] [1*] Şefaat, birinin eşlik etmesini istemek, eşlik etmek veya arka çıkmaktır el-Ayn, Müfredât. [2*] Bu âyet vahdet-i vücudu reddetmektedir; çünkü vahdet-i vücuda göre Allah’tan başka varlık yoktur, varlık diye bilinenler onun gölgesidir. Onlara göre gölge de yoktur. Oysa "Göklerde ve yerde olan her şey O’nundur." ifadesi Allah dışındaki varlıkların gerçek olduğunu bildirmektedir. Tefhim-ul Kuran Allah. O'ndan başka ilah yoktur. Diridir, kaimdir. O'nu uyuklama ve uyku tutmaz. Göklerde de, yerde de ne varsa hepsi O'nundur. İzni olmaksızın O'nun katında şefaatte bulunacak kimdir? O, önlerindekini ve, arkalarındakini bilir. Dilediği kadarının dışında, O'nun ilminden hiç bir şeyi kavrayıp kuşatamazlar. . O'nun kürsüsü, bütün gökleri ve yeri kaplayıp kuşatmıştır. Onların korunması O'na güç gelmez. O, pek yücedir, pek büyüktür. Ümit Şimşek O Allah ki, Ondan başka tanrı yoktur. O Hayydır, Kayyûmdur. Onu ne uyku tutar, ne uyuklama. Göklerde ne var, yerde ne varsa hepsi Onundur. Onun katında, Onun izni olmadan şefaat edecek kim var?O, kullarının geleceğini de bilir, geçmişini de. Kulları ise, Onun ilminden, ancak Onun dilediği kadarını kavrayabilirler. Onun kürsüsü gökleri ve yeri kaplamıştır; her ikisini de görüp gözetmek Ona ağır gelmez. O pek yüce, pek büyüktür. Yaşar Nuri Öztürk Allah'tan başka ilâh yok. Hayy'dır O, sürekli diridir; Kayyûm'dur O, kudretin kaynağıdır. Ne gaflet yaklaşır O'na ne kendinden geçme ne de uyku. Göklerde ne var, yerde ne varsa yalnız O'nun dur. O'nun huzurunda, bizzat O'nun izni olmadıkça, kim şefaat edebilir! O, insanların önden gönderdiklerini de bilir, arkada bıraktıklarını da!... İnsanlar O'nun bilgisinden, bizzat kendisinin dilediği dışında, hiç bir şeyi kavrayıp kuşatamazlar. O'nun kürsüsü, gökleri ve yeri çepeçevre kuşatmıştır. Göklerin ve yerin korunması O'na hiç de zor gelmez. Aliy'dir O, yüceliği sınırsızdır; Azîm'dir O, büyüklüğü sınırsızdır. En üste taşıEn alta taşıBu yazarın mealini okumaya devam et Bir sureye/ayete tıkladığınızda mealler ilk başta yazar ismine göre alfabetik olarak sıralanır. Yazar isminin solundaki kutucuğu yukarı/aşağı taşıyarak sıralamayı istediğiniz gibi değiştirebilirsiniz. Tarayıcınızın çerezlerini silmediğiniz sürece tercihiniz daha sonraki ziyaretlerinizde hatırlanacaktır. Ayrıca bir yazarın ismine sağ tıklayarak bu yazarın mealinin en üstte veya en altta görünmesini de sağlayabilirsiniz.
Ayet. İslam'ın kopmaz kulpu Kelime-i Tevhid'dir. Kişinin Kelime-i Tevhid'in ehlinden olması ve söylediği Lailaheillallah'ın kendisine fayda sağlaması için iki şart zikredilmiştir Tağutu inkâr ve Allah'a cc Dinde zorlama yoktur ayetinde verilmek istenen mesaj nedir?2 Allah inananların dostudur onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır ana düşüncesi nedir?3 Kim Tağutu red ederse?4 Diyanet Tağut nedir?5 Dinde zorlama yoktur neyin korunması?6 Dinde zorlama yoktur hangi ilke?7 La nüferriku beyne ehadin min Rusulih ne demek?8 Bakara Suresi 255 ayet hangi sure?Dinde zorlama yoktur ayetinde verilmek istenen mesaj nedir?Ayetin tamamının meali şöyle “Dinde zorlama yoktur. Çünkü doğru, yanlıştan kesin ayrılmıştır. Kim Tağût'u inkâr edip Allah'a iman ederse o hiç kopmayan sağlam kulpa tutunmuş inananların dostudur onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır ana düşüncesi nedir?İnsanları karanlıklardan aydınlığa Yüce Allah çıkarmakta, bu görevi bizzat kendisinin yerine getirdiğine işaret etmektedir "Allah, rızasını arayanı o kitapla kurtuluş yollarına iletir ve onları kendi izniyle karanlıklardan aydınlığa çıkarıp dosdoğru bir yola iletir" Mâide 5/16.Kim Tağutu red ederse?“Allah “Kim tağutu inkar edip Allah'a iman ederse kopmak bilmeyen sapasağlam bir kulpa tutunmuştur.” Bakara 256 ayetinde; sağlam kulpa tutunmak için iki şart koşmuştur Tağutu red ve Allaha iman.”Diyanet Tağut nedir?İslam'a ve Kuran'ı Kerim'e göre tağut, müminlerin imanını azaltan, ibadet etmesini engelleyen ve başka ilahlar edinmesine neden olan şeytan zorlama yoktur neyin korunması?2- Din Emniyeti Dinde zorlama, tehdit ve baskı yoktur. Peygamberimizin Mekkeliler ile yaptığı savaşlar ise sadece ümmetini ve dinini korumak için zorlama yoktur hangi ilke?Bu ve benzeri ifadelerden de anlaşıldığı üzere İslamiyet temelde hoşgörünün vazgeçilmez bir ilke olduğunu, kesinlikle baskıya ve baskıcı bir tutuma geçit vermediğini açıkça belirtmektedir. İnsanlık dini olan İslâm'da zorlama nüferriku beyne ehadin min Rusulih ne demek?' LA NÜFERRİKÜ BEYNE EHADİN MİN RÜSULİHİBakara Suresi 255 ayet hangi sure?Ayetel Kürsi Bakara Suresi'nin 255. ayeti olmasına rağmen insanlar tarafından farklı bir sure olarak karıştırılabilmektedir. Bakara 255. ayeti kerimesi içerisinde Hz. Allah'ın kürsüsü zikredilmiş olması hasebiyle "Ayetel Kürsi" ismiyle anılmaya başlanmıştır.
Yüzlerinizi doğuya ve batıya çevirmeniz erdemlilik değildir. Asıl erdemli kişi Allah'a, ahiret gününe, meleklere, kitaba ve peygamberlere iman eden; sevdiği maldan yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, yardım isteyenlere ve özgürlüğünü kaybetmiş olanlara harcayan; namazı kılıp zekâtı 27, 2022İçindekiler1 Bakara suresi 177 ayette verilmek istenen mesaj nedir?2 Bakara Suresi 178 ayet ne demek istiyor?3 Bakara suresinden çıkarılabilecek temel mesaj nedir?4 Bakara suresinde geçen konular nelerdir?5 Bakara suresi 170 ayette ne anlatılmak isteniyor?6 Bakara suresinin 177 ayetinde Kim kime söylüyor?7 Bakara suresi 189 ayette anlatılmak istenen nedir?8 Kısas ayetleri nelerdir?Bakara suresi 177 ayette verilmek istenen mesaj nedir?Bakara Suresi 177. Ayette verilen son mesaj da sabırdır. “Zorda, hastalıkta ve savaşın kızıştığı zamanlarda direnip sabredenlerin…” şeklinde devam eder. Yani bir Müslüman zorda, hastalıkta ve savaşın kızıştığı zamanlarda sabretmekle Suresi 178 ayet ne demek istiyor?“hüre hür, köleye köle, kadına kadın. ama kim yani katil, müslüman kardeşi tarafından affedilirse, o zaman affedenin örfe göre uygun olanı yapması uygun diyet istemesi, affedilenin de güzelce onu ödemesi gerekir. bu, rabbiniz tarafından bir hafifletme ve suresinden çıkarılabilecek temel mesaj nedir?İşte bunlar, doğru olanlardır. İşte bunlar, Allah'a karşı gelmekten sakınanların ta kendileridir.” Bu ayetten çıkarılabilecek temel mesaj, Müminin hem iman etmek, hem ibadet etmek hem de bireysel ve toplumsal ahlaka sahip olunması suresinde geçen konular nelerdir?Sûrede başta iman esasları olmak üzere insanın yaratılışı, kıblenin değişmesi, namaz, oruç, hac, sadaka, boşanma, nesep, nafaka, borçların kaydedilmesi gibi pek çok konuya yer verilmiştir. Bunlar doğrudan doğruya veya dolaylı olarak dini ve dindarlığı ilgilendiren suresi 170 ayette ne anlatılmak isteniyor?Ya ataları bir şey anlamamış, doğruyu da bulamamış idiyseler?” Bakara suresi, 170. ayet. “Ey iman edenler! Eğer bir fasık size bir haber getirirse doğruluğunu araştırın. Yoksa bilmeden bir topluluğa kötülük ederseniz de sonra yaptığınıza pişman olursunuz.” Hucurât suresi, 6. ayet.Bakara suresinin 177 ayetinde Kim kime söylüyor?Kim, kime söylüyor? Cevap Erdemlik yüzünü Allah'a, ahiret gününe inananlar ,namaz kılıp zekat veren ve oruç tutan suresi 189 ayette anlatılmak istenen nedir?Allah da evlerine kapılarından girmelerini Buna göre ayetin anlamı şöyle olur Uğursuzluk nedeniyle evlerinize arkadan girmeniz iyilik değildir. Asıl iyilik, sadece Allah'tan sakınan, uğursuzluk sayılan şeylerden korkmayan ve Allah'a tevekkül eden kimselerin ayetleri nelerdir?Kısas ile ilgili ayetler► Ey iman edenler! Öldürme vakaları için size kısas hükmü farz kılındı. … ► Sizin için kısasta hayat vardır ey akıl sahipleri! … ► Tevrat'ta onlara şöyle farz kıldık Nefse karşılık nefis, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş ve yaralamalarda kısas vardır.
bakara suresi 255 ayet verilmek istenen mesaj